Mısır Unu


Huzur mu verdi onları dinlemek pek sanmıyorum huzurlu gibi ama acıtıyor biraz. Terapi edermişcesine sakin ses tonları vuruyor aslında epey. Sinek ısırıkları gibi dokunuşları şarkılarının. 'Know How' gerçekten de dedikleri gibi.Pek de tatlı yahu bu adamlar. Her neyse işten çıkınca hemen ayakkabılarım çıkarmak istiyorum. Ayakkabılarım acıttığı için değil. Öyle, basmak istiyorum yerlere. Huzursuz değilim olduğum yerde ama neden anlamıyorum bu istek. Ayakkabılarını eline alıp deniz kenarında hayatının adamını bulmuş olduğu için huzurlu hisseden ablalar gibi değil; pabuçlarını ayağından fırlatan çocuklar gibi. Yanlış anlaşılma olmasın çocuklar kadar saf olduğumu falan düşünmüyorum. Sadece içimden gelen bu. Çakıl taşının batıp biraz acıtıp geçmesini istemek gibi biraz da. Bilemedim böyle bir şey hisseden var mıdır, soramadım da... Şöyle insanlar vardır ama acılarının, huzursuzluklarının sadece çakıl taşının batışı kadar acıtıp geçmesini isteyen veya sokaklarda çıplak ayakla yürümeyi isteyen. Aman dikkat edin de cam kırıkları batmasın yanlışlıkla, kanatmasın ayaklarınızı.
Not: Çıplak ayakla yürümeler sertleştirir ayaklarınızı eğer ki mısır unuyla muzu karıştırır ayaklarınıza yedirirseniz yumuşatabilirsiniz ayaklarınızı. Sakın kendinize yedirmeyin; çünkü mısır unu yumuşatmaz içteki kabuklaşmaları.

Yorumlar

Popüler Yayınlar