Beni sakinlestiren birsey varmis, farkinda degilmisim. Elim degmediginden beri yazmalara, kafam daha da agir. Sinir ve ofke neden doguyor icimizde, donup bakmak lazimmis. Beni sakinlestirenin insanlar oldugunu dusundum bunca zaman, yazdiklarim da hatrimda kalanlari dokmekti kagida. Megersem, hatrimdakiler degil aklimdakilermis beni rahatsiz eden. 28 yasindayim, 21 yildir okul okuyorum. Tam 21 yildir sabah erken kalkmam gerektigine ve okula gidip birseyler ogrenmem, daha dogrusu son 5 senesinde kendime birseyler ogretmem gerektigine inanarak geciriyorum hayatimi. Neler mi ogrendim, once ulkemizin kac cografik bolgeye ayrildigini sonra onlarin bitki ortulerini, tanimadigim bir ailedeki bireyler arasindaki yas dengesini, hamam tasinin neden suda yuzdugunu, hangi kosullardaki bir tasin suya batabilecegini, vucudumuzdaki hormonlarin birbirleriyle iliskilerini, carpitilarak anlatilan satafatli Osmanli tarihini ogrendim. Kitap ciltlemeyi ogrendim, heryerinden tutkal akiyordu, bir daha hic denemedim. Tahta boyadik ki ev ekonomisine katkisi olsun diye, Muhtemelen zamaninda renkli fotokopi cektirmenin pahaliligindan, alinan tahta ve boyalarin orta gelirli bir aile icin gereksiz harcama kategorisine girmesine kadar uzanan derin maliyet analiziyle, tahta boyamanin luks bir hobi oldugunu ogrendim. Ama tabiki bir meslek edinemezsem makrome yaparak ve onlari aile buyuklerine satarak evimizin butcesine katki saglayabilecegimi de. Bu deneyimlere ek olarak, bir kermes duzenleyip evde yaptigimiz yemekleri birbirimize satarak para kazanmanin yeterli olamayacagini ve en nihayetinde universiteye gidip ise girmenin ilk sartini yerine getirmeliydik. Universiteye girmek ve onu hic kalmadan hatta ortalamanin biraz ustunde notlarla gecmek olmazdi. Isyerlerinin talep etmedigi bilgileri derleyip, toplayip, kluplerde aktif rol almali hatta fiyakali okul kluplerinde baskanlik yapmaliydik ki icimizdeki liderin nasil da guzel bir lider olacagini isverenlere gosterebilmeliydik. Cunku neden insan kaynaklarinda cv mizi 6 saniyede eleyenler bizim ne kadar da yeterli oldugumuzu bu klupler sayesinde gorebilirdi cunku aldigimiz dersler hakkinda pek de bilgili degildiler. Tabi durum boyle olunca, o zaman mezuniyetimizi bir yuksek lisans derecesiyle kutlamaliydik. Tebrikler 2 sene icinde pek de ise yaramayan, basligini soylemenin yarim saat aldigi bir teziniz ve arti bir bolumunuz daha var. Bilezikler iki oldu, is tecrubenizin yerine gosterebileceginizi dusundugunuz bir master var, peki what about PhD? Yurtdisinda bir universitede pek ala bu bilgileri kullanarak bir doktora yapabilir, ve egitiminizi kolayca 20 seneye tamamlayabilirsiniz hem de size burs verebiliriz. Burs almak icin ne kadar harika bir ogrenci oldugunuzu ve olmaya devam etmek istediginizi gostermeniz yeterli. Artik kac sene bilmiyorum, biticek mi , yapabiliyor muyum, basarili bir ogrenci miyim, degil miyim, ya bitmez ise. Yaptigimi isler ne derece dogru , ne derece yanlis, uykusuz kac gece vb. Tebrikler artik kaygi probleminiz var, uyuyamiyor, eglendiginiz seylerden tat almiyor, sadece sorumluluklarinizla bogusuyor ve mezun olup olamayacaginizi bilmiyorsunuz. Aileniz basarilarinizin devaminin gelecegini biliyor, ev sahibiniz bile artik bitirip bitirmediginizi soruyor, yeni doktoraya baslayanlara a super derken icinizden gecmis olsun demeyi ihmal etmiyorsunuz. Aralarda yaptiginiz asistanliklari, size anlamsiz gelen makaleleri, uygulamaya konulmayi bekleyen posterlerle dolu 3-4 sene geciriyorsunuz. Ama onemli degil bir kere PhD candidate oldunuz, size yeter de artar bile.

Yorumlar

Popüler Yayınlar